


Sagalassos Antik Kenti; Burdur ili, Ağlasun ilçesinde, Güneybatı Torosların güneye bakan yamaçları üzerinde ,1490-1600 metreler arasında yer alır. Romanın beş önemli seramik üretim merkezlerinden biri olması kentin en önemli özelliklerinden biridir.
Şehir ; Romanın en iyi imparatorlarından olan İmparator Hadrian (M.S. 2. yy.)döneminde ekonomik, siyasi ve sosyal anlamda en iyi dönemini yaşamıştır. Şehir planlaması ile imarı ve 1000 yıllık seramik üretim merkezi olma özelliği Antik Kentin 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine girmesini sağlamıştır.
Roma İmparatoru Hadrian


Sagallos'u gezmek için uğrayacağınız Ağlasun ilçesinin girişinde yemyeşil bir ova sizleri karşılar. Ovada ağaçlar arasında yer yer görünen evler, iç turizme dönük yayla turizmi kapsamında, ağırlığı Antalya’dan gelen yerli turistlerin yaz aylarını geçirdikleri mekanlardır.
Ağlasun ilçesi sınırlarında, ilçeye yedi kilometre uzaklıktaki Sagalassos’un yakın çevresinin tarihi, MÖ 12 binlere kadar uzanır. Sagalassos antik kentinin bilinen tarihi ise, Büyük İskender’in M.Ö. 333 yılındaki fethi ile başlar. İskender’in ölümünün ardından kent, kısa bir süre seleflerinin idaresinde kalır. M.Ö. 281 itibariyle, Seleukoslar’ın kontrolü altına girer. M.Ö. 188-133 yılları arasında Bergama Krallığı’nın parçası olur. M.Ö. 129’dan itibaren çeşitli Roma eyaletleri içine dâhil edilen Sagalassos, son olarak M.Ö 39’da Roma’nın Galatya eyaletinin en önemli kenti olur. M.S. 5.–7.yy'larda, ardı ardına gelen depremler ve özellikle Arap saldırıları ile bölgenin nüfus yitirmesine paralel olarak terk edilme sürecine girer.
Bu güzel kentin üzeri hemen yamacına kurulduğu Akdağ’dan inen toprak kütleleriyle örtülür. Doğa tarafından böylelikle koruma altına alınan Sagalassos, yüzyıllarca sürecek derin bir uykuya dalar.
Yüzlerce yıl sonra, 1706’da Fransız gezgin Paul Lucas Sagalassos’a gelir. Lucas seyahatnamesinde antik kentten perilerin yaşadığı yerler olarak söz eder.
Sagalassos’un gerçek kimliği, 1824’te İngiliz papaz Francis Arundell tarafından tespit edilir. Arundell, kentin Batı Torosların en önemli antik kentlerinden Sagalassos olduğuna işaret eder.1986 yılındaki araştırmalara katılan Belçikalı arkeolog Prof.Dr.Marc Waelkens ise Sagalassos’u yüzlerce yıllık uykusundan uyandıran bilim insanı olur.
Prof. Dr. Marc Waelkens, İngiliz Prof. Dr. Stefan Mitchell’le birlikte Sagalassos’a yüzey araştırmasına geldiğinde, ancak kartalların ulaşabileceği yükseklikteki dağların üzerinde kurulu antik kentin kalıntılarının yanı sıra, aşağısında uzanan yemyeşil ovanın görüntüsünden de çok etkilenir. Üstelik kentin yüksek konumundan ötürü, kalıntılar başka yerlere götürülememiş, olduğu yerde durmaktadır. Böylesine bakir kalabilmiş kent, Marc Waelkens’i son derece heyecanlandırır...ve...böylece muhteşem kentin gün ışığına çıkarılma çalışmaları başlar ve derinleşir.